Tarımsal üretimde üreticinin kazanamadığı hemen herkes tarafından biliniyor.
Tarımsal üretimde üreticinin kazanamadığı hemen herkes tarafından biliniyor. Ekilen alan miktarının da sürekli azalması bunun ispatı olarak gösterilebilir. Üreticinin kazanamamasının çok sayıda sebebi var. Ürün fiyatlarının düşmesi ve maliyetlerin artması zarar etmenin en önemli sebebi olarak gösterilebilir.
Üretici kazanamazken üretici örgütleri sürekli tüccara yükleniyor son zamanlarda. Garip bir durum ama hükümet politikalarını eleştiren örgüt sayısı neredeyse bir elin parmaklarını geçmiyor. Yüzlerce ziraat odası ve bir o kadar üretici birliği, üyelerinin, ortaklarının sorunlarını dillendirmede korkuyorlar. Burada önemli bir kısmının iktidarın müdahalesiyle koltuklarında oturduklarını kabul etmek gerekiyor. Ancak diğerleri neden susuyor anlamak mümkün değil.
Tarla ile tezgâh arasındaki fahiş fiyat farklarını yaratan sadece tüccar değildir. Nakliye ve diğer masraflar da sürekli artmaktadır.
İşin garibi, üretici örgütleri tüccarları insafa çağırmakla yetinmektedirler. Oysa pazarda fiyatları düşüren farklı gelişmeler vardır. Bu konuda kimse sesini çıkarmamaktadır.
Bugünlerde tütün üreticileri kara kara düşünüyor. Bin bir zahmetle ürettikleri tütünü değer fiyatına satmak istiyorlar. Örgütlerinin başındakiler diyor ki, tüccar biraz daha fiyat versin. Sonra da ekliyorlar Tekel varken tütün işi daha iyiydi. Tekel ne oldu? Hükümet sattı.
Buğday fiyatları senelerdir yüz güldürmüyor. Ekiliş alanı 20 milyon dekar düştü. Peki, fiyatlar neden düşük gidiyor? Devletin Toprak Mahsulleri Ofisi ne yapıyor? Buğday ithal ediyor. Sebebi? Üretim yetmiyor. Hükümet ne yapıyor? Enflasyonu düşürmek için buğday ithalatında uygulanan gümrük vergisi ve fonları kaldırıyor. Sonuç memleketin üreticisi zarar ediyor. Suç kimin? Tüccarınmış.
Memlekette otun, samanın, yemin fiyatı gıda fiyatlarıyla yarışıyor. Bir çuval un 90 liradan alıcı bulurken, besi yeminin kilosu iki lirayı geçti. Yonca kuru otunun fiyatı tarlada 1 lirayı geçti. Besici zarar ediyor. Zarar etmek bir yana, hayvanının satmakta zorlanıyor. Araya kurban girmeseydi, kıyamet kopacaktı. Aslında yine kopardı ama millet suskunu oynamaya başladı. Yem fiyatlarını artıran en önemli unsur talebin artmasıdır. Peki, talebi artıran nedir? Et Balık Kurumunun hayvan ithalleridir. Kim izin veriyor? Hükümet. Neden izin veriyor? Fiyat artışını önlemek için. Fiyat artmayınca ne oluyor? Türk çiftçisi zarar ediyor. Tüccar mı suçlu olan? Elbette payı vardır. İthalatı ve ithal işlerini yandaşlara peşkeş çekenlerin hiç mi suçu yok?
Sapla samanı, buğdayla kepeği ayırmanın zamanı çoktan geçti. Memleket gıdada bağımlı hale geldi. Yerli ve milli sloganlarıyla memleketin özvarlığı, kendi çiftçisi çöküyor. Bunu gören üretici örgütleri ne hikmetse hükümetin uygulamalarını eleştiremiyor. Tabandan tepeye yağ kokusu memleketin çiftçisine nefes aldırmıyor.
Hazır şamar oğlanı da bulmuşlar bir. Memleketin yetkilileri de yerli ve milli sloganlarıyla elbirliğiyle dünya gıda devlerine hizmet ediyorlar.