.


Sayın Hüsamettin Cindoruk…
Bilmeyeniniz yoktur.
Siyasi hayatı;
1950’li yılların ortasında Menderes döneminden başlayıp, 2011 yılında Demokrat Parti Başkanlığı ile son buldu.
.
“Konuşursam neler olur” der bazıları kendisini matah bir yere koyarak.
Sayın Cindoruk öyle değil.
.
İsteğimizi kırmadı,
Ne sorduysak samimiyetle konuştu, sorularımızı cevapladı.
.
Biz de her şeyi sorduk, zaten…
.
Birkaç cevap için ricası oldu, “Yazmazsanız iyi olur” dedi.
“Olur” dedik.
.
Siyasi tarihe ışık saçacak bilgilerimiz oldu.
Sabah 11.00’de başlayan ve öğleden sonra saat 16.00’da biten çok güzeli anlamlı, açıklayıcı, karanlıkların ortaya çıktığı, samimi bir sohbetti bu
.
Mütevazı kişiliği ile bizleri çok güzel ağırladı.
Geleceğimiz bildiğinden yardımcısına geliş saatimize ayarlı, çayla birlikte üzerinden sıcacık dumanlar çıkan nefis poğaçalarla karşıladı.
.
İsteyene meyve suyu da hazırdı.
.
Parti başkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı vekilliği yapmış biri ile siyaset konuşmak kolay değil.
Engin bilgisine hayran olurken,
(Yaşıtları Alzheimer ile savaşırken) Onun müthiş hafızası bizleri şaşırtmadı değil.
.
12 Eylül anıları başka bir konuydu zaten.
.
Doğruyol Partisi’nin Çanakkale’de kurulduğunu öğrendik mesela.
.
(Bu arada şunu söylemek lazım.
Demokrasi tarihimizde önemli bir yeri olan Zincirbozan ve Hamzakoy’un restore edilerek müze haline getirilmesi gerekir.
Şu anda atıl vaziyette duran ve dökülmeye yüz tutmuş bu yerlerin ya devlet tarafından, ya da özel sektöre devredilerek bir an önce müzeye çevrilip Çanakkale için çok önemli bir eser kazandırılması gerekiyor.
Sinop Cezaevi’nde hapis yatmış mahkum Sebahattin Ali’nin koğuşunun yılda binlerce turist ziyaret ettiğini düşünürsek, ne demek istediğimi anlayacaksınız…)
.
5 saat süren bu sohbet sonucunda elde ettiğimiz inanılmaz bilgileri zaman zaman sizlere yazmak isterim.
.
“Peki ne olacak sonunda?” derseniz;
Konuşmalarımız kamera ile kayıt altına alındı.
.
Öncelikle bir belgesel yapmak istiyoruz.
.
Bunun yanında tarihe ışık tutacak bilgileri içeren kitap hazırlamak istiyoruz.
.
Kısa zamanda bitireceğimiz bu projelerin sonucunda sizler de heyecan ve merakla bu bilgilere ulaşabileceksiniz.

Sayın Cindoruk’un anlattıkları arasında Demirel’in;
“Ne istediniz de vermedik” cümlesi de vardı.
.
12 Eylül darbesi öncesi askerin ve emniyet güçlerinin anarşiyi durdurması için istediği her türlü teçhizatı tedarik eden Başbakan Demirel, 12 Eylül sonrası bu cümleleri söylemişti.
.
Bu cümleleri duyunca bir benzerini, şu yakın siyasi hayatımızda da hemen hatırladım tabi.
.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da “Paralel yapı” olarak nitelediği malum Cemaat için, “Allah şahittir, ne istediler de vermedik... Safmışız... Aldandık” itirafında bulundu ve sonrasında FETÖ ile sıkı bir savaşa girişti, hala da devam ediyor.
(Memleketi öylesine sarmışlar ki bir türlü temizlenemedi gitti.)

Sayın Cindoruk 1933 doğumlu.
O yaşına rağmen sağlığı yerinde gözüküyor.
Maşallahı var.
.
Ayvalık’taki Cunda (Alibey) Adası’nda mütevazı yaşamını sürdürüyor.
Zaman zaman ziyaretçileri geliyor.
.
Kendisine, “Kırılma noktası neresiydi?” şeklindeki sorumuza verdiği cevap belki de yaşadığımız bu günlerimizin temelini oluşturuyordu.
.
Derin bir nefes aldı ve:
“1993 kongresinde Çiller’in seçilmesiydi…” dedi.