Otistik bireylerin sosyal hayata kazandırılması için tarımsal etkinliklerden yararlanma ve sosyal çiftlikler oluşturma uygulamaları her geçen gün artıyor. Üniversitemizin ortak olduğu AB tarafından de

Otistik bireylerin sosyal hayata kazandırılması için tarımsal etkinliklerden yararlanma ve sosyal çiftlikler oluşturma uygulamaları her geçen gün artıyor. Üniversitemizin ortak olduğu AB tarafından desteklenen proje kapsamında ziyaret ettiğimiz Sosyal Çiftlikte, özellikle bahçe terapisi üzerine yoğunlaşmışlar.
Bu alanda dünyada tek örgüt olan Amerikan Bahçe Terapistleri Birliği, bahçe terapisini; bir kişinin özel terapatik tedavi hedeflerine ulaşmak için eğitimli bir tedavi uzmanı tarafından oluşturulan bahçe ve bitki bazlı aktivitelere katılımı olarak tanımlamaktadır.
Bitkilerin görsel estetiğinin, yaşamın anlamlı bir şekilde değerlendirilmesine yönelik olumlu duyguları üreten iç huzuru ortaya çıkardığı bilinmektedir. Bitkilerle doğrudan temas, bireyin odağını, genel yaşam kalitelerini artırarak stresten uzak tutmaktadır.
Tedavi amaçlı bahçe ziraatı, meyve ve sebze yetiştiriciliği, Mezopotamya'da M.Ö 2000 yılına kadar uzanmaktadır. M.Ö. 500 yıllarında, eski Persler güzel koku, akan su destekleriyle duyguları sakinleştirmek için bahçeler tesis etmişlerdir. Yine Eski Mısırlı doktorlar, zihinsel rahatsızlığı olan hastalar için bir bahçenin etrafında yürürken reçetelerini yazmışlar, hastalık teşhisi yapmışlardır.
Ortaçağ'da, bir manastır hastanesinin arazisinde, melankolik hastaları neşelendirmek amacıyla bitkiler kullanılmıştır. Ayrıca bahçelerden, onları ziyaret eden hastaların hem fiziksel hem de zihinsel sorunlarını çözmek için yararlanılmıştır. Akıl sağlığı için bir tedavi olarak kullanılan bahçe ziraatının ilk modern basılı eser 1800'lü yıllara aittir.
Benjamin Rush, bir çiftlik ortamında çalışanların zihinsel hastalıklardan kurtulduğunu bulmuştur. Bu keşif, batı dünyasındaki birçok hastanenin, zihinsel sağlık sorunu olan hastaları terapatik olarak tedavi etmeye başlamak için bahçe bitkilerini kullanmaya başlamasını sağlamıştır.
I. ve II. Dünya Savaşı sırasında askerlerin, savaşın yarattığı zihinsel sorunlarının tedavisi için bahçe ziraatında yararlanılmıştır.
1950'lerde Michigan State Üniversitesi'nde bahçe terapisinde önemli mesafeler alınmıştır. 1972'de, Kansas Eyalet Üniversitesi, öğrencilere hem psikoloji hem de bahçecilik alanında çifte eğitim veren ilk müfredatı oluşturmuştur. İlk yüksek lisans programı 1973'te Clemson Üniversitesi tarafından verilmiştir. 1973 yılında Bahçe Bitkileri Terapistleri tarafından Bahçe Bitkileriyle Tedavi ve Rehabilitasyon Konseyi kurulmuştur.
Günümüzde bahçe terapisi, Japonya, Kore, Hong Kong, İngiltere, Almanya, İsveç, Polonya, İtalya gibi ülkede hızla yaygınlaşmaktadır. Bu ülkelerdeki pek çok üniversitenin bahçe terapisinde eğitim programları ve araştırmaları bulunmaktadır.
Bahçe terapisiyle anlamlı pozitif ilişkiler vasıtasıyla, depresyon ve anksiyete belirtileri, stres, duygu durum bozukluğu gibi sorunlar azalmakta ve yaşam kalitesinde artış, toplum duygusu, fiziksel aktivite gibi çok olumlu sağlık sonuçları ortaya çıkmaktadır.
Ziyaret ettiğimiz çiftlikte 65 fiziksel ve mental rahatsızlığı olan hasta bulunuyor. Bazıları anne ve babalar veya servisle gelip giderken, bazıları yatılı kalıyorlar. Kiraz, erik, aronya, böğürtlen, ahududu, kayısı, şeftali bahçeleri yanında, kabak, ayçiçeği gibi yıllık bitkileri yetiştirdikleri alanlarda terapistlerin kontrolünde bakım ve hasat yapan öğrenciler, hızla hayata kazandırılıyorlar. Türkiye’de de bu çiftliklere ihtiyaç bulunuyor. 4000 yıl önce bu topraklarda yapılanlar, Edirne’deki İkinci Beyazıt şifahanesi en güzel örnekler değil mi?