.
Uzay ile ilgili bir haber, yazı veya program görünce çakılıp kalıyorum.
.
Aslında uzaya bakınca tırsmıyor değilim.
Sonsuzluk, boşluk beni ürkütmüyor değil hani.
.
Elbisesini giymiş uzay adamlarının bir kablo ile bağlı kalarak uzay istasyonundan ayrılmaları sırasında geriliyorum.
Aklıma hemen şu soru geliyor:
“Bir kopsa?”
.
Televizyonda Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu televizyon programının konuğu Prof. Dr. Ali Demirsoy’du.
Ben, program başladıktan epey bir sonra “zaping” yaparken dahil oldum konuya.
.
Hoca şöyle diyordu:
“Uzayda bizden başka akıllı yaratıklar var mıdır? Derseniz, şimdiye kadarki bulgulara göre yoktur.”
.
Sebebini şöyle açıklıyordu (anladığım kadarıyla);
“Oksijen insan vücudunu en yüksek enerjiye ulaştırabilecek ikinci gazdır. Birincisi ise Flor’dür”
.
“İnsanoğlu olarak işimiz atmosferi Flor olan gezegeni bulmaktır. Hala bulunamadı…”
.
“Bu durumda uzayın en akıllısı biziz.”
.
“Dünya'ya en yakın yıldızın adı Proxima Centauri'dir. Bizden 4,24 ışık yılı uzaklıktadır.
(1 ışık yılının yaklaşık 9,5 trilyon km olduğunu varsayarsak yaklaşık 40 trilyon km uzaktadır.)”
.
“Dünyada ulaşılan en büyük hız 60.000 Km/Saat’tir.
Bu uzay aracının dünyaya atmosfere giriş hızıdır.”
.
“En yakın yıldıza ulaşmak şimdiki hızımızla, 70 bin yılımızı alacak…”
.
“Işık hızıyla giden uzay aracı, yoluna çıkan topluiğne başı kadar büyüklüğündeki bir cisme çarptığında darmadağın olur…”
.
Tüm bunlara bakınca bizim başka uzaya, başka uzaylıların da bize ulaşması mümkün gözükmüyor.
.
Uzayda mesafe kavramı oldukça fazla.
Biz şurada “5 kilometrelik” Kepez’e gitmeye üşenirken,
Uzayda, “Trilyon kilometre” çerez gözüküyor.
.
Misal olarak;
Güneşin bize olan uzaklığı tam 150 milyon kilometre.
Uzak gibi görünen mesafeye, çerez ışık hızıyla 8 dakikada dünyaya ulaşırsınız.
8 dakika ise astronomi için çok küçük bir uzaklığı ifade eder.
.
Başka bir örnek ise şu;
“Her gece gökyüzünde gördüğümüz Kutup Yıldızı’nın ışığının dünyaya ulaşması yaklaşık 450 yıl sürüyormuş…”
.
Prof. Dr. Ali Demirsoy diyor ki;
“İnsanoğlunun bu biyolojik yapısıyla ışık hızına ulaşması ve yolculuk etmesi mümkün değildir.”
.
İnsanın aklına şu soru geliyor;
“Peki, nasıl olacak?”
.
Verdiği cevap akla yakın:
“Androitlerle”
.
Yani;
“Kendi yapay zekâsını kullanan robot sistemiyle…”
.
Anlatılanın özü şu;
“İnsanoğlu ileriki çağlarda yapay olarak üretilen yedek parça organlar kullanmaya başladığında ve biyolojik yapısını terk ettiğinde ışık hızıyla uzaya gidebilecek…”.
.
Öyleyse dünyamıza gelebilecek uzaylıların da biyolojik yapıda olması mümkün değil.
.
Eee?
.
Gelirse yapay zekalı robotlar gelecek…