.
İki binli yılların başından itibaren coğrafi işaretle ilgili önemli mesafeler alındı. Bilinen, tanınan, meşhur olan hemen bütün ürünlere coğrafi işaret, marka veya patent alınmaya çalışılıyor. Çok fazla yerini değiştiren olmasa da, birçok yörede üretilen ürünler bazen rafta yerini değiştirebiliyor.
Belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökenin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren ad veya işaretlere coğrafi işaret denmektedir.
Ülkemizde coğrafi işaret almış çok sayıda ürün olmakla birlikte, coğrafi işaret alma potansiyeli bulunan oldukça fazla sayıda ürün bulunmaktadır.
Coğrafi işaret alma hususunda illerimiz birbiriyle yarışıyor adeta. Bölgeler itibariyle de birçok ürün hızlı bir şekilde tescil alıyor.
Coğrafi işaret yarışında Şanlıurfa 27 ürünle ilk sırada yer alıyor. İlin çiğ köftesi, sadeyağı, ciğer kebabı, şıllık tatlısı, tırnaklı ekmeğinin de aralarında bulunduğu ürünleri coğrafi işaret tescili aldı. Elbette tescil almanın yanında ürünün ticari değeri artırılırken, pazarda sürdürülebilirliği de sağlanmalıdır. Çiğköftenin coğrafi işaretini Şanlıurfa aldı ama Adıyamanlı çiğköfteciler bütün pazarı ele geçirmiş durumdalar.
Baklavası, fıstığı, muskası, kutna kumaşı gibi 24 ürünü tescillenen Gaziantep, listede ikinci sırada bulunuyor. İzmir, inciri, Bergama halısı, boyozu ve kumrusunun da aralarında bulunduğu 17 ürünle 3’üncü olurken, dördüncü sırayı Kırkağaç kavunu, mesir macunu, Gördes el halısı gibi 13 ürünüyle Manisa yer alıyor. Hartlap bıçağı, yemenisi, dondurmasıyla Kahramanmaraş ve Beypazarı kurusu, Çubuk turşusu, Kızılcahamam bazlaması gibi ürünleriyle Ankara, 12’şer ürünle bu illeri takip ediyor.
Coğrafi işaret tescilinde bölgelere bakıldığında Karadeniz Bölgesi 84 ürünüyle ilk sırayı alıyor. Bu bölgeyi 72 coğrafi işaretli ürünüyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, 67 ürünle Ege Bölgesi izliyor.
Türk Patent Enstitüsünün verilerine göre 435 ürüne coğrafi işaret alınmış. Halen 420 ürüne başvuru yapılmış ve incelemeleri devam ediyor. Başvurular imkânlara göre valilikler, belediyeler, sanayi ve ticaret odaları, ziraat odaları ve dernekler tarafından gerçekleştiriyor.
Şimdiye kadar alınmış ve alınacak coğrafi işaretler bine doğru gidiyor. Oysa Anadolu gibi kültürlerin beşiğinden çok daha fazla ürün çıkması gerekir. Yüzlerce farklı ekolojik özelliklere sahip Anadolu, elbette diğerlerinden farklı ürün sayısı itibariyle dünyanın diğer bölgelerinden çok daha zengindir.
Ülke içinde geçerli coğrafi işaretlerin, yakın çevrede, özellikle Avrupa Birliğinde de alınmasında yarar var. Avrupa’da yoğurt, Yunan yoğurdu olarak biliniyor. Baklavanın sahibi konusunda şüpheler az değil.
Coğrafi işaretli ürün sayısının artması, ürünlerin tanınırlık ve bilinirliklerine önemli katkılar yapmaktadır. Bu meyanda üretici örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Biraz da kamu desteğiyle tescilli ürünleri Avrupa’ya taşımak hiç de zor olmasa gerek.