Futbol, milyonları peşinden koşturan önemli bir spor dalı. Dünya nüfusunun yarısını hop oturtuyor, hop kaldırıyor.
Futbol, milyonları peşinden koşturan önemli bir spor dalı. Dünya nüfusunun yarısını hop oturtuyor, hop kaldırıyor.
Meslektaşım, aynı zamanda Fenerbahçe tarihini Oğlu Doğu’yla birlikte en iyi bilenlerden biri olan Prof.Dr. Cem Ömer Egesel, Fenerbahçe’yle ilgili neden yazmıyorsun deyince, baktım ki, Fenerbahçe, neredeyse bütün spor dallarında faaliyet gösteren, Türkiye’yi birçok alanda temsil eden, olimpiyatlara en fazla sporcu gönderen enleri en çok kulübümüz.
Her şey bir yana, kuruluşu ve işgal yıllarında oynadığı rol müthiş.
Futbolun İngiltere’de başladığı hemen herkes tarafından bilinir. İlk kez 1823 yılında İngiltere’de oynanmaya başlamıştır.
1890’lı yıllarda, Moda’da oturan İngilizler, Kadıköy’de futbol oynamışlardır. Bu oyunlar çevredeki Türk gençlerin de ilgisini çekmiş, ancak oynayamamışlardır. O dönemlerde gerek idari baskılar, gerekse dini bazı hurafeler nedeniyle, İngilizler maçlarını ancak Rumlarla yapabilmişlerdir.
İngilizlerle maç yapamayan Türkler, Kadıköy ve çevresinden akşamüzerleri yapılan maçları gezmek bahanesiyle akın akın çayırlara izlemeye gitmişlerdir.
Oynanan bu futbol maçlarını örnek alan bazı gençler, Kadıköy’deki arsalarda ya da geniş çayırlarda onlar gibi top oynamaya heveslenmişler ve oynamaya başlamışlardır.
Yıllar böyle geçerken 1900’lü yıllara doğru Moda’da oturan İngilizler modern futbol oynamaya başlarlar ve Kadıköy’ün gençleri ise o güne kadar harala gürele oynadıkları oyunlarına çeki düzen verirler.
Aslında Kadıköylü gençler ilk takımlarını 1890’lı yılların sonuna doğru oluşturmuşlar, sadece resmi hüviyet kazanamamışlardır. Aynı yıllarda, Rum ve İngiliz gençlerin kurduğu takımlar da vardır.
Fenerbahçe’nin Kurtuluş Savaşında oynadığı rol son derece ilginçtir. İstanbul halkı 16 Mart 1920 sabahı uyandığında gözlerine inanamamıştır. Birinci Dünya Savaşında yenik sayılan Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul işgal edilmiştir. Üniformalı itilaf ordusu askerleri, sosyal yaşantıyı alt üst etmiştir.
İnsanlar üzgün, moraller çökmüş, hemen herkes kendi vatanında sürgün hayatı yaşamaya başlamıştır.
Mütareke döneminde işgal kuvvetlerine mensup özellikle İngiliz ve Fransız askerleri, kendi aralarında kurdukları takımlarla maçlar yapmaya başlamışlar, halkın ilgisini çekmeyi başarmışlardır.
İşgal döneminde 1907 yılında resmi olarak kurulan Fenerbahçe futbol takımı, işgal güçlerinin takımlarıyla yaptığı maçların neredeyse tamamını kazanmış, halkın eğik başını kaldırmıştır.
Beş yıl içerisinde yaptığı 50 maçın sadece ikisini kaybeden Fenerbahçe, halkın milli duygularını güçlendirmiş, büyük moral ve motivasyon kaynağı olmuştur.
Her hafta işgal güçlerinin takımlarını evire çevire yenen Fenerbahçe, halkın adeta sevgilisi olmuş, milli mücadele ruhunu güçlendirmiştir.
1910’lu yıllarda en fazla iki bin kişinin izlediği Fenerbahçe, 1919 ve 1920 yıllarında, işgal altında 6-7 bin kişinin hınca hınç doldurduğu tribünlere oynamıştır.
İşgal yıllarında toplantılar, toplu hareketler tamamen yasaklanmıştır. O yıllarda, halkın eğik başını kaldıran Fenerbahçe, işgal güçlerinin takımlarını hezimete uğratırken, maçlarda halkı bir araya getirerek milli mücadele organizasyonlarına da aracılık etmiştir.