.

Diyelim yurt dışında bir çocuğunuz, akrabanız veya bir tanıdığınız var.
Size mektup yazarak;
“Türkiye’nin durumu nasıl?” diye sorsa, uzun uzun anlatmanıza gerek yok.
Bu yazdıklarımı yazıp yollayın, yeter.
.
Zamlar çoktan yurdumu sarmış,
Hariciye külliyen dibe vurmuş,
İç siyaseti ise hiç sorma cabası,
Dinimiz de kiminin korkutma sopası…
.
Tarikatlar tayin yapar müridini,
İşçi, memur tam yiyemez simidini,
Kalmadı bankaların ne anası, babası,
Hazineden uçtu bizim kefen parası...
.
Yandaşlar zengin, muhalifler fakir oldu,
Medyası, bürokratı iktidarın sesi oldu,
Evlerde fasulye bile kaynamaz oldu,
Sınırlardan geçenler sayılmaz oldu…
.
Sporda başarı çoktan unutulmuş,
Hukuk çökmüş, haklar yutulmuş,
Eğitim çürümüş, iş bulan yokmuş,
Köylüsü artık üretimden korkmuş…
.
İthalat son yıllarda rekorları bulmuş,
İhracatın adı sanı hepten unutulmuş,
Siyaset güvenilmez olup zaten bitmiş,
Maaşına zam bekleyen, tükenip gitmiş.
.
Onaltı yıl geçti insanların gözü yaşlı,
Sarayda hep tek yetkili, tek başlı,
Meclisi sorma bana o, Allah’a emanet,
Sakın dönme vatana, dur orada dua et…
 
***
Trump var ya.
Hani Amerikan Başkanı.
Komik adam vesselam.
.
Danışmanları kimlerse artık.
Gerçeklerle ilgisi olmayan bilgileri adama yükleyip sürekli yanlış yaptırıp duruyorlar.
.
Filmlerde gördüğümüz Beyaz Saray danışmanları daha iyi.
Trump’un yerinde olsam yanımdakileri kovar, Hollywood’dan senarist alırım.
Onlar daha iyi.
.
Bunları neden mi yazdım?
.
Bu başkan geçenlerde ortaya çıkıp bizi tehdit etti ya, ondan…
.
Sebebi şu;
Bizim Reis “Siz gelecekseniz gelin, yoksa biz Suriye’ye girip güvenli bölgemizi kendimiz oluşturacağız” dedi.
.
Doğu deyip, demediğini sabaha kadar kendi aramızda tartışırız o ayrı.
.
Bunu kendisine tehdit olarak algılayan Beyaz Saray Muhafızı Trump, altında kalır mı?
.
Hemen bizi tehdit etti.
.
İşte danışmanlar ve ettiği tehdit ile dalga geçmem burada başladı.
.
Şimdi kendisine hitap edeceğim.
Lütfen iyi okusun.
(Okuyunca anlamaz, zira Türkçe bilmiyor)
Tercümanları iyi tercüme etsin.
.
Önce onun dediğini yazayım.
(Yani tehdidini)
Tehdit şu;
“Daha önce olduğu gibi Türkiye’yi ekonomik olarak mahvederim…”
.
Yanlış bilgi.
.
Zira “Olmayan şey mahvedilmez.”
.
Bizim ekonomi bakanımızın açıkladığı “Enflasyona sende mi inandırıldın yoksa?”
.
Ayıp be kardeşim!
Koskoca Dünyayı yönetiyorsunuz.
Sermayenizle,
Silahlarınızla,
Teknolojinizle…
.
Bu nasıl bilgisizlik?
.
Enflasyonu yüzde onun altında olan bir ülkede, zamlar yüzde yirmini üzerinde olur mu?
Nasıl bir teknoloji ile bizi takip ediyorsunuz?
Yanınızdaki danışmanların diploması yok mu?
Hangi konuda ihtisas yaptılar?
(Vallahi bu saatten sonra Amerikalıların uzaya gittiklerine inanasım gelmiyor)
.
Trump amca bizi tehdit edince bizim kurmaylar nasıl güldüler tahmin ediyorum.
.
Şimdi verecekleri cevabı merak etmiyorum iyi mi?
.
Çünkü bizimkilerin cevabı da şöyle olacak ve beni güldürecekler;
“Biz de Amerika ekonomisini çökertiriz…”
 
***
Kalp damar rahatsızlığım sebebi ile doktor tavsiyesi ile uzun zamandır ekmek (daha doğrusu glütenli) yemiyordum ve tam 3 senedir de ağzıma bir gram şeker dahi koymamıştım.
Oysa araştırmalara göre uzun yıllar karbonhidrattan fakir beslenmek kalp hastalığı riskini yüzde 20 oranında artırıyormuş.
Bu yazı kafamı allak bullak etti.
İşte o yazı:
"Yüksek oranlarda karbonhidrat tüketiyorsanız onu kontrol altına almalısınız. Ama karbonhidrat tüketimini çok düşürmemelisiniz. Çalışmalar günlük 200 gramın altına düşülmemesi gerektiğini gösteriyor. Düzenli egzersiz yapmak önemli. Fiziki aktivitelerinizi ne kadar canlı tutarsanız metabolizmanız o kadar hızlanır. Önemli olan kalp hastalıkları risk faktörlerinden korunmaktır. Yani sigara, doymuş yağ tüketimi ciddi oranda sınırlandırılmalı. Bunların dışında egzersiz ve dengeli beslenmeye dikkat etmek gerekir…"